“Bunca şey olurken neden bu kadar sessiziz?”
Kısa cevap yok ama birkaç temel neden var:
1) Alışma ve duyarsızlaşma Felaketler, şiddet, adaletsizlik o kadar sık yaşanıyor ki insan zihni kendini korumak için “normalleştiriyor”. Sürekli alarm hâlinde kalmak mümkün değil; bu da sessizlik gibi görünüyor.
2) Korku ve çaresizlik İnsanlar konuşmanın bedeli olabileceğini düşünüyor.
“Bir şey değişmeyecekse neden risk alayım?” duygusu çok yaygın.
3) Parçalanmışlık Toplum ortak bir “biz” duygusunu kaybetti.
Herkes kendi derdine, kendi hayatta kalma mücadelesine çekildi. Bu da kolektif tepkiyi zayıflatıyor.
4) STK’lar neden görünmüyor?
Bir kısmı baskı altında
Bir kısmı kaynak ve insan gücü yetersiz
Bir kısmı maalesef etkisizleşti ya da vitrine dönüştü
Ama tamamen yok değiller: küçük, yerel, görünmeyen ama direnen yapılar hâlâ var.
5) Siyasi partiler? Çoğu, gerçek sorunlardan çok kendi tabanını kaybetmemeye odaklanmış durumda. Risk almıyorlar, yüksek sesle konuşmuyorlar.
Ama önemli bir şey var: 👉 Sessizlik herkesin razı olduğu anlamına gelmiyor.
Çoğu insan konuşacak gücü, dili ya da güvenli alanı bulamıyor.
Belki de asıl soru şu:
> “Biz neden sustuk?” değil
“Nasıl yeniden yan yana gelebiliriz?”
Sessizlikten çıkmanın gerçekçi yolları
Küçük ama etkili bireysel/yerel adımlar
“Hiçbir şey değişmez” duygusuyla nasıl baş edilir

0 Yorumlar