Bugün burada konuştuğumuz konu yalnızca kadınların ya da çocukların meselesi değildir.
Bu konu, insanlığın, vicdanın ve toplum olmanın meselesidir.
Kadına şiddet ve çocuk istismarı; ne bireysel bir öfke sorunudur,
ne de “aile içinde yaşanan özel bir durumdur”.
Bunlar önlenebilir suçlardır ve önlenmediğinde hepimizi yaralar.
Kadına Şiddet Neden Önlenmelidir?
Kadına yönelik şiddet; yalnızca bir kadının bedenine değil,
onun onuruna, yaşam hakkına ve geleceğine yönelmiş bir saldırıdır.
Şiddetin olduğu bir evde:
• Güven yoktur
• Sağlıklı bireyler yetişmez
• Toplum huzur bulmaz
Bu nedenle şiddetle mücadele, kadını korumak kadar toplumu korumaktır.
Kadına Şiddeti Önlemenin Yolları
Öncelikle şunu kabul etmeliyiz:
Şiddet öğrenilir.
Ve öğrenilen her şey gibi önlenebilir.
• Hukukun caydırıcı ve kararlı uygulanması şarttır.
• Şiddet mağduru kadınların yalnız bırakılmaması gerekir.
• Ekonomik bağımsızlık, kadının en güçlü koruma kalkanıdır.
• Erkek çocuklara küçük yaşta şiddetsiz iletişim, saygı ve empati öğretilmelidir.
En önemlisi ise şudur:
Şiddet karşısında susmamak,
“bana ne” dememek,
“aile içidir” diye görmezden gelmemektir.
Çocuk İstismarı Neden Hepimizin Sorumluluğudur?
Çocuk istismarı, bir çocuğun sadece bugününü değil,
tüm hayatını çalan bir suçtur.
İstismara uğrayan çocuk:
• Korkar
• Susar
• Utanır
Ama suçlu asla çocuk değildir.
Çocukların suskunluğu, istismarın en güçlü zeminidir.
Çocuk İstismarını Önlemenin Yolları
Çocukları korumanın ilk yolu onları bilinçlendirmektir.
• Çocuklara bedenlerinin kendilerine ait olduğu öğretilmelidir.
• “İyi dokunuş – kötü dokunuş” kavramları açıkça anlatılmalıdır.
• Çocuk, güvendiği bir yetişkine her şeyi anlatabileceğini bilmelidir.
Ailelere düşen görev:
• Çocuğu korkutarak değil, güven vererek büyütmek
• Davranış değişikliklerini ciddiye almak
• Şüphede bile profesyonel destek almaktan çekinmemektir
Kurumlara düşen görev ise:
• Denetim
• Şeffaflık
• Sıfır tolerans politikasıdır
Toplum Olarak Ne Yapmalıyız?
Şiddet ve istismar, ancak toplumsal bir duruş ile biter.
• Mağduru değil, faili sorgulamalıyız
• Şiddeti meşrulaştıran dili terk etmeliyiz
• Komşu, öğretmen, sağlıkçı, yönetici olarak sorumluluk almalıyız
Çünkü unutmayalım:
Bir çocuk korunursa bir gelecek korunur.
Bir kadın yaşarsa bir toplum yaşar.
Son Sözüm şudur.
Kadına şiddet ve çocuk istismarı kader değildir.
Gelenek değildir.
Mazereti hiç değildir.
Önlemek mümkündür.
Yeter ki susmayalım,
görmezden gelmeyelim
ve sorumluluk almaktan kaçmayalım.
Hep birlikte daha güvenli, daha adil ve daha vicdanlı bir toplum için
bir adım atalım.
HÜLYA NALÇAKICI
Aile içi ve şiddetten sorumlu genel başkan yardımcısı
0 Yorumlar