TOPLUMSAL YANLIŞIMIZ

İnsanların “her şeyin sahtesini yapması” ya da “yalanla yaşaması” genellikle şu birkaç temel sebepten kaynaklanıyor:

1. Korku:

İnsanlar çoğu zaman reddedilmekten, yetersiz görünmekten, sevilmemekten korkar. Bu yüzden gerçek benliklerini saklayıp, “kabul görecek” bir versiyonlarını gösterirler. Yalan bazen bir savunma mekanizmasıdır.

2. Toplum baskısı:

Modern dünyada “başarılı”, “güzel”, “mutlu” görünmek neredeyse bir zorunluluk gibi. Sosyal medya da bunu pekiştiriyor. Gerçeği değil, “ideal versiyonu” gösteren bir kültür oluştu. Gerçeklik acımasız geldiğinde insanlar sahte olana sığınıyor.

3. Çıkar ilişkileri:

Bazıları yalanı veya sahteliği bir araç olarak kullanır — menfaat, güç, statü, para için. Kısa vadede kazandırsa da, uzun vadede içsel bir boşluk yaratır.

4. Kendini bilmemek:

İnsan bazen ne istediğini, kim olduğunu bilmediği için de sahte yaşar. Başkalarının değerlerini kendi gerçeği sanır.

“Gerçek” olmanın bedelini ödemeye hazır olmayan biri, sahte bir rahatlığa sığınır.

5. Toplumsal öğrenme:

Çocukluktan itibaren yalanın bazen “işe yaradığını” gören insanlar, bunu bir yaşam tarzı haline getirir. Gerçeği söylemenin cezalandırıldığı bir ortamda sahte davranmak öğrenilmiş bir hayatta kalma biçimi olur.

Ama işin ironik yanı şu:

İnsan, sahte bir hayatla mutlu olamaz. Gerçekten kopmak, yavaş yavaş içsel bir boşluk yaratır. Ve eninde sonunda, herkes kendi gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalır.

Mehmet CAN

Vatan Savunucuları Teşkilatı Genel Başkanı